giz....em


atıp tutmak özgürlüğünde
yakın hissettiklerimin hissinde
belirsiz bir yolculugun keşfinde
sonsuz bir haz içinde
tekamülü tüm insanlığın bu gizde
gizemli kaldım tüm süreçlerde
severek gizemimi
merakım sevincim seviciyim işte..
oluşlar dökülürken

insan olmanın gizeminde!

Ülperti..

beynimde karıncalar
sahici bir güneşin dudak aralayışlarında
kopuk bir nefes
karıncalı tüketişler yalnız bacaklarımda mı
tahammül noktamın tahmini
taaruz atışları sahici
bir haykırıs
özlemimde
terli kokular içindeyken sıkısmıs
taa derinden kopuk tiz bir ünlem tüm evren
edepsizliklerin hayası
takıntılarım serbest
sende bana seslen içten
ülperti bedenim..

Beden!


Her şeyin doğalca aktığı anlar varya..
İçimizden kendiliğinden çıkanlar..
bülbül gibi döktüğümüz sözler, gerçekler..
ve hareketler..
bedenimizin kalıbını yırtmak isteyen ruh;
sınırsızlığa doğru devindirirken merkezi,
ya da o en acıyan yerden kopup gelen haykırışta

bir amaç yokken ucunda
yalnızca oluşlar an be anda


çıktı bunların hepside içimden gerçekten
ve çıktıktan sonra yitti saflıkları
amaç oldu herbiri tek tek
ve derken boşluk sahte bir duygusallık
kabullenemeyen duygusuzluğun katılığını
acımasızlık

tutunmak isterken tüm duygularımın alevine
ateşin sönme vaktini kabul edemez
kaçar şu an gelmek isteyenden

katı Beden!

Hinlik..

ve görev aşkı
şimdi biraz uçalım...
kendimizi denizden aşağı bırakalım..
uçurumdan aşağısı kaygan,
zemin ve eteklerim
dağdan dağa kanatlı
ve uçuşkan rüzgarın uğultuları..

sarınmak isterken bedenime
densizce,
nedensizce yalnızım işte..

tahammül edemem şiirin verişlerine
kendini böyle teslim edişine..

kıskanırım kendimden!

hemen bi hinlik gelir aklıma
neden?